CHP’li belediyelere yönelik devam eden operasyonlar kamuoyunun gündeminden düşmezken, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in "AKP'li belediyelere dokunulmuyor" yönündeki eleştirilerine cevap verdi. Tunç’un açıklamaları, hem içeriği hem de yaklaşımıyla dikkat çekti. Bakan, sorulara net yanıt vermek yerine “yetki”, “sorumluluk” ve “gizlilik” gibi gerekçelere sığındı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, son dönemde CHP'li belediyelere yönelik art arda gelen operasyonların, iktidar partisine mensup belediyelere yönelik hiçbir işlem yapılmamasıyla birlikte değerlendirildiğinde, ülkede "çifte standartlı bir yargı pratiği" oluştuğunu dile getirmişti. Özel, “Türkiye’de ikili hukuk sistemi mi işletiliyor?” sorusunu yöneltmişti.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, eleştiriler karşısında doğrudan yanıt vermekten kaçındı. Konuyla ilgili yetkinin tamamen yargı mercilerinde olduğunu savunan Tunç, Adalet Bakanlığı’nın soruşturmalara dair bilgi sahibi olmadığını öne sürdü. Gerekçe olarak ise Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 157. maddesindeki "soruşturmanın gizliliği" ilkesini gösterdi.
Tunç, açıklamasında Anayasa’nın 9. ve 138. maddelerine atıf yaparak, yargının bağımsız ve tarafsız olduğu, hiçbir kişi ya da makamın yargıya müdahale edemeyeceğini hatırlattı.
Ancak AKP'li belediyelere yönelik herhangi bir işlem yapılmaması yönündeki eleştiriler karşısında bu yanıtın yetersiz olduğu yorumları yapıldı. Bakan Tunç, özellikle şu ifadeleriyle dikkat çekti:
“İşlendiği iddia edilen bir suçla ilgili delillerin değerlendirilmesi, olayın vasıflandırılması, soruşturmanın yürütülmesi ve dava açılması tamamen yargı organlarının yetki ve sorumluluğundadır.”
Tunç’un, devam eden soruşturmalar hakkında "Bakanlığımızda bilgi ve belge bulunmamaktadır" demesi, Adalet Bakanlığı’nın siyasi operasyonlardan habersiz olduğu anlamına mı geldiği sorusunu gündeme getirdi. Zira kamuoyuna yansıyan bazı bilgiler, bu söylemle çelişiyor.
Özellikle Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik konser organizasyonlarıyla ilgili yapılan operasyonda yaşananlar, "gizlilik" ilkesinin ne ölçüde uygulandığını sorgulatıyor. Operasyon başlamadan saatler önce eski ABB Başkanı Melih Gökçek’in sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşım, dikkat çekmişti.
Gökçek, paylaşımında şu ifadeleri kullanmıştı:
“Hazır mısın Ankara? Hazır mısın Türkiye? Ankara'da milyarlık vurgun patlıyor…”
Bu paylaşım, operasyonun siyasi koordinasyonla yürütüldüğü iddialarını güçlendirdi.
Operasyonların ardından bir açıklama yapan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Melih Gökçek dönemine ait çok sayıda yolsuzluk dosyasının uzun süredir savcılıkta beklediğini hatırlatarak, çifte standart uygulandığını vurguladı.
Yavaş, “Melih Gökçek ve ailesinin yargılanmadan, hapse girmeden, yaptıklarının hesabı sorulmadan bu ülkede adaletten bahsetmek mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
CHP cephesinin temel eleştirisi, belediyelere yönelik soruşturmaların “siyasi amaçlı” olduğu ve yalnızca muhalefete karşı uygulandığı yönünde. Bakan Tunç’un açıklamaları ise bu kaygıları gidermek yerine daha fazla soru işareti doğurdu.
Kamuoyunun beklentisi ise net: Hukuk herkes için eşit uygulanmalı, adalet kimsenin siyasi kimliğine göre işlememeli.