15 Eylül’de 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülecek olan dava, CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nın iptali talebini içeriyor. Dava sonucunda, “mutlak butlan” kararı çıkması durumunda kurultayın geçersiz sayılması ve mevcut parti yönetiminin düşmesi gibi ciddi sonuçlar doğabilir. Bu durum, CHP’de bir yönetim boşluğu yaratabileceği gibi, Kılıçdaroğlu’nun olası geri dönüş senaryolarını da gündeme taşıyor.
Kulislerde konuşulanlara göre, Kılıçdaroğlu’nun bu süreçte yapacağı tek bir açıklama bile parti içinde büyük yankı uyandırabilir. Bu nedenle, dava gününe kadar tam bir sessizlik politikası benimsendi.
Habertürk’ten Mahir Kılıç’ın aktardığına göre, son günlerde Kılıçdaroğlu’na yakın bazı isimler üzerinden çeşitli kulis bilgileri basına sızdı. Bu bilgilerin yarattığı algının, hem Kılıçdaroğlu kanadında rahatsızlık yarattığı hem de yargı sürecine olumsuz etkide bulunabileceği düşünülüyor. Bu sebeple, 15 Eylül’e kadar yalnızca Kılıçdaroğlu’nun değil, onunla yakın temasta olan tüm isimlerin medya ve kamuoyu karşısında sessiz kalması istendi.
Davanın sonucu yalnızca kurultayın geçerliliğini değil, aynı zamanda CHP içinde olası bir liderlik tartışmasını da tetikleyebilir. Kılıçdaroğlu’nun dava sonrası nasıl bir tutum takınacağı ve yeniden aktif siyasete dönüp dönmeyeceği, şimdilik belirsizliğini koruyor.
Ancak 15 Eylül'de alınacak karar, yalnızca bir yargı süreci değil, CHP’nin iç dengeleri ve gelecekteki liderlik yapısı açısından da belirleyici olabilir.