İttifak gazetesinden Mehmet Beytul’a söyleşi veren Akman, çok süratli bir faiz artırımı “çok tavizsiz” uygulandığı takdirde dövizin bir parça kendini toparlayacağını iddia ederek, “Ama onu da yapabileceğini zannetmiyorum. Bunların hepsini göreceğiz." dedi. TÜRKİYE EKONOMİDE YENİ DÖNEMDE NASIL BİR YOL İZLEYECEK? Türkiye’nin, yeni dönemde sıcak parayı çekebilmek amacıyla yüksek faiz ve ona ideal “düşük kur” politikası uygulayacağını bildiren ünlü ekonomist, şu şekilde devam etti: “Sıcak paranın gelmesi amacıyla de hem dünya konjonktürünün buna ideal olması hem de ekonomi yönetiminde uygulanacak politikaların yatırımcılara itimat vermesi gerekiyor. Bugün 3,5 milyar dolar seviyesinde olan devlet tahvilleri yatırımları 2014 senesinde 120 milyar dolar seviyesindeydı. Borsada da benzer haller var. Bu halde 150 milyar dolar Türkiye’den çıkmış. Bu paranın bir alanının tekrar Türkiye’ye gelme olsılığı bulunduğu düşünülüyor. Türkiye’den çok çok oranda portföy yatırımı kaçmış halde. Eğer döviz kurunu biraz yukarı bırakılırsa, şimdi bulunduğu gibi, arkasından da faizi yükseltilirse, büyük ihtimalle ayın 22’sinde gerçekleşeceği gibi, Türkiye’ye bir oran portföy yatırımının geleceği düşünülüyor. Daha önceki 100 milyar dolar sınırını bulabilmek amacıyla iki şey lazım: Birincisi dünya konjonktürünün ideal olması, ikincisi de Türkiye’nin ne gerçekleştireceği konusu ile ilgili yabancıların itimat duyması. Hazine ve Maliye Bakanlığına Mehmet Şimşek, Merkez Bankası’nın başına da Gaye Hanım geldi ama BDDK’ya da Kavcıoğlu getirildi. Bu isimler bir arada uyum içerisinde çalışabilecekler mi? Yarın Mehmet Şimşek söz dinlemezse görevden alınır mı? Bu sorular dünya basınında da dile getiriliyor." ERDOĞAN’IN TUTUMU NE OLACAK? Cumhurdiğernı Erdoğan’ın faiz konusu ile ilgili öyle katı bir tutumunun olmadığını iddia eden Akman, “Geçmişe baktığımızda en yüksek faizler AK Parti devresinde verilmiştir. O yapı tıkandığı amacıyla diğer bir modele geçildi. Eğer istendiği gibi portföy yatırımları Türkiye’ye akıyor olsa Naci Ağbal da vazifesini kaybetmezdi. Eğer bu akışı sağlayabilirse Şimşek de vazifesini kaybetmez. Gerçek şu ki o dönemlerde bu yapıyı sürdürmeleri zordu. Çünkü dışarda bir daralma kendini gösteriyordu." şeklinde konuştu. 22 HAZİRAN’DA FAİZ ARTIRILIRSA NE OLUR? Merkez Bankası’na faiz artırma direktifi gittiği takdirde ne olacağına dair değerlendirmelerini de paylaşan Akman, "Türkiye’de iş dünyası yalnızca dövize karşı titiz değil, faize karşı da çok titiz. Çünkü çok borçlu bir iş dünyamız var. Faiz çok dikkatli bir şekilde ayarlanmazsa şirketlerimiz çok sorunlu bir hale düşebilir. Bankacılık yönünde da hafife alınmayacak ölçüde tehlikeler var. Faizler arttığı vakit devlet tahvilleri süratli bir şekilde düşecek. Bu vakit zarfında bankalara sıksık çok düşük faizli devlet tahvili aldırıldı zorla. Şimdi siz faizlerinizi arttırıyorsunuz. Faizleri yükseltmek demek sahip olunan devlet tahvillerinin fiyatlarının çok süratli bir şekilde düşmesi demek. Ve esasen yabancılar devlet tahvili satmaya başladılar. Faiz artışının vakte yayılması demek oralarda yeni düşüler demektir. Bunun da iki neticesi olur; birincisi insanlar Türk tahvilleri almaya kalktığında fiyatının iyice düşmesini bekler ve bu hal yeni modele zarar verir. İkincisi bankaların kendi içerisindeki portföyleri ciddi manada zarar yazmaya başlar. Çünkü ellerindeki şeylerin pazar sayısal değeri çok ciddi düşer. Bunlar büyük tehlikelerdir. Bu tehlikeleri azaltmak amacıyla kesinlikle ek birtakım tedbirler getirilmesi lazım. O tahvillerin devletle oluşturulan anlaşmalarla değiştirilmesi vs. gibi. Mesele ak ya da kara ya da 0 ya da 1 şeklinde değil. Burada bir dizi onarıcı taktikler uygulanması lazım. Gaye Hanım'ın merkez bankacılığı konusu ile ilgili deneyimi yok ama iyi bir bankacı ve şu anda da ona gereksinim var. Onun bu tür onarıcı hamlelerine gereksinim var. İnce ayar devresindeyiz." dedi. YENİ DÖNEMDE VATANDAŞIN CEBİ NE OLACAK? Zamların gelmeye devam edeceğini bildiren ekonomist Akman, “Seçim ekonomisi devresi bitti ve bunun bir maliyeti var. Bu maliyetlerin tamamı da ötelendi. Seçimden sonra bakarız dendi. Şimdi o maliyetlerin en azından bir alanı halka ödettirilecek. Neden tamamı ödettirilmeyecek? Çünkü Mart’ta bir daha seçim var. Onlar da o devresi bir ara yöntemle geçmeye çalışacaklardır. O yüzden bu maliyetlerin bütününün halka yüklenmeyeceğini düşünüyorum ama bir alanı yüklenecek. Bu yüzden zamların geleceği kesin.” ifadelerini kullandı.kaynak:yeniçaggazetesi.com
