Pandemi dönemi ile başlayan düşük faizli krediler ve parasal genişlemeler ile ilgili değerlendirmede tespit edilen Gayrimenkul uzmanı Özkan Aydemir, "Türkiye'de konut fiyatları pandemi devresi ile başlayan düşük faizli krediler ve parasal genişleme sebebiyle süratle yükselişe geçti. Son vakitlerde merkez bankasının faiz artırımları, inşaat ve arsa maliyetlerindeki yükselişler ve enflasyon baskısı sebebiyle konut pazarı satışlarında gerileme başladı. Türkiye'de konut finansmanına erişim aylık yüzde 0,64 faiz oranlarından yüzde 3,39'lara çıktı. Örnek olarak yüzde 0,64’den 1 milyon kredi kullanımda aylık 11 bin 964 lira geri ödemeye bağlı toplam ödeme 1 milyon 435 bin iken şimdi yüzde 3,39’dan hesapladığımızda 34 bin 532 lira aylık ödeme ve 4 milyon 143 bin 800 lira toplam ödeme yapılmaktadır. Konut fiyatlarının son bir senede yüzde 100’ün üstünde yükselmesi bilhassa orta seviyedeki vatandaşlarımızın konut edinmelerini de iyice zorlaştırdı. Büyükşehirlerde konut arzı isteği karşılayamaz duruma gelmiştir. Haliyle bu sıkışma fiyatları yukarıya çekmektedir. Önümüzdeki senelerde büyük dairelerin yerlerini daha ufak ve kullanımı kolay dairelerin alacağını kolaylıkla öngörebilmekteyiz. Bununla beraber son dönemde site aidatlarındaki artış ve hem de kira rakamlarına yakın oluşturulan ödemeler sosyal donatılı sitelere ilginin azalmasına sebebiyet vermiş durumdadır" dedi. Önümüzdeki süreçte fiyatlardaki artış ve ödeme vasıtalarındaki çeşitliliğin azalmasına bağlı olarak temelden ya da inşaat yapımındaki konut projelerindeki satışlarının sürat keseceğini bildiren Özkan Aydemir, "Satıcı pazarından alıcının fiyat tespit ettiği bir prosese geçildiği çok açıktır. Firmaların son senelerde fiyatların aşırı yükselmesi ve konut finansmanına erişimin zorlaşması ile şirket içi vadelendirme yapmaları, 2. el daire, vasıta ya da arsa arazi takaslarını da kabul etmesi gerekliliğini ısrarla belirtmekteyiz. Sektörde daralmanın her gün daha da hissedildiği bir dönemde olduğumuz gerçeğinin unutulmaması gerektiğine inanıyoruz. Nüfus artışı, alınan göçler, boşanma ve evlenme civarlarına baktığımızda yeterli konut arzının olmaması, yeni imar bölgelerinin açılmaması, sahip olunan imarlı bölgelerde altyapı çalışmalarının sağlanamaması, inşaat ve arsa maliyetlerinin sıksık yükselmesi fahiş fiyatların meydana gelmesine sebep oldu. Fiyatlardaki artışlardan ötürü vatandaşlarımız kaçak yapılaşma, hobi bahçeleri, tiny house gibi değişik arayışlara ve çözümlere yönelmeye başlamışlardır. Ülkemizde gayrimenkul satışı bir önceki aya göre yüzde 10 azalarak Eylül ayında toplam 280 bin 58 adete düşmüştür. Resmi bilgilere göre Eylül ayında 100 bin 839 konut, 144 bin 931 arsa-tarla, 11 bin 41 işyeri satılmıştır. 9 bin 898 gayrimenkul satışı ile Bursa 5. sırada, 7 bin 103 satış ile de Balıkesir 8. sırada bulunmaktadır. Son senelerdeki arsa tarla yatırımları da son 10 senenin konut işyeri satışlarının çok üstüne çıkmıştır. Vatandaşlarımızın bu hususta çok dikkatli olması gerekmektedir. Yapacakları yatırımlarda lokasyon, ulaşımı, bölgenin gelecekteki planlaması, altyapısı (su, elektrik, doğalgaz, yol gibi) ve işlevselliği (toprak yapısı, eğim, etraf şartları), tapu durumu, sahipleri, mülkiyet problemleri gibi hukuki detayları araştırma ve belediyelerin imar bölümü ve tapu kadastro dan bilgi almanızı şiddetle tavsiye ederim. Bu noktada kendi yerlerinde aktif ve güçlü gayrimenkul bürolari ve gayrimenkul danışmanları ile istişare içerisinde olmaları, işlemlerini meşru ve kurallara ideal bürolar aracılığı ile yapmaları ilk olarak vatandaşlarımızı ciddi risklerden koruyacaktır" diye konuştu.kaynak:kamusonhaber.com.tr
