DOLAR %
EURO %
GRAM ALTIN %
ÇEYREK A. %
BITCOIN %
SON DAKİKA
Google News

GENÇİK SEÇİMDE NE KADAR ETKİLİ OLACAK?

Son Güncelleme :

22 Nisan 2023 - 17:23

GENÇİK SEÇİMDE NE KADAR ETKİLİ OLACAK?

14 Mayıs’ta gerçekleşecek seçimlere bir aydan az bir vakit kalmışken, z kuşağının seçimdeki rolleri bir hayli merak ediliyor. YSK bilgilerine göre 5 milyondan çok genç, 14 Mayıs’ta ilk kez oy kullanacak. Türkiye Raporu Direktörü Can Selçuki, “Bana soracak olursanız seçimin sonucunu değiştirecek kalitede değil; ama cumhurbaşkanlığı seçimini ikinci tura bırakabilecek kalitede” dedi.

Türkiye ismim ismim seçime giderken, Türk halkı büyük bir heyecan amacıylade. 14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine yoğun bir katılım bekleniyor. Türkiye Raporu’nun şubat ayında yaptığı incelemeye göre 18-30 yaş arası gençlerin yüzde 89’u sandığa gidecek. Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) bilgilerine göre bu seçimlerde ilk kez oy kullanacak olan genç seçmenlerin toplam adedi ise 5 milyon 182 bin 318.

‘HER YERİ İZLİYORLAR’

ilk kez oy kullanacak olan gençlerden biri de Mustafa Dinç. CHP’li bir aileden gelen 21 yaşındaki Mustafa, ilk oyunu 2018’den beri takip ettiği Memleket Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’ye vermeyi düşünüyor. Ona göre halkın karşısına somut projelerle çıkan tek aday İnce:

“Şundan hesap soracağım, bundan hesap soracağım diye gelmiyor, projelerle geliyor.”

Siyasi ittifaklara katılmayan İnce’nin kendi ekibiyle iyi bir yönetim kurabileceğini düşünüyor. İnce’yi “Atatürkçülük çizgisinden sapmayan, deprem, tarım, ilaç gibi acil sorunlara uzun soluklu projeler üretebilen bir siyasetçi” olarak tanımlıyor.

Mustafa, Millet İttfakı’nın adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da iyi bir cumhurbaşkanı olma ihtimalini düşünüyor fakat kurduğu ittifaka güvenmiyor. Bu ittifak nedeniyle CHP’nin “Atatürkçülük çizgisinden” uzaklaştığı görüşünde:

“Çevresinde mültecilerin bu ülkeye denetimsiz şekilde dolmasına sebep olan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve AK Parti’de vazife yapmış olan Ali Babacan gibi bu düzenin sorumlusu olan insanlar var.”

Tüm adayları takip ederek karar verdiğini söylüyor. Halk TV de izliyor, A Haber de. Gençlerin siyasetçilere soru sorabildiği Babala TV yayınlarını da kaçırmıyor. Ona göre Z kuşağını değişik kılan da bu. “Seçim İnce’ye verdiği oylar nedeniyle ikinci tura kalacak” söyleminin demokratik bir ülkede kabul edilemeyeceğini savunuyor.

Adana Çukurova Üniversitesi’nde okuyan Mustafa’nın ailesi, depremin en çok etkilediği ortamlardan biri olan Antakya’da yaşıyor. Evleri ağır hasarlı, şu anda çadırda kalıyorlar:

“İnsanların fazlası tek maaşla okuyor. Ben de öyleydim ama şu anda o tek maaş da yok. Önceden 1250 TL bursun üstüne babamın gönderdiği parayı ekleyerek yönetim etmeye çalışıyordum. Ama bundan sonra babamın geliri yok, para gönderemez. Şu anda ben bu 1250 lirayla günde bir öğün yemek yesem on gün hayatta kalabiliyorum.”

Mustafa, ekonomik problemler ile boğuşan öğrencilerin hayat masraflarından bile tasarruf etmeye çalıştığını anlatıyor:

“Öğrenciler, belediyelerin verdiği bedava yemekleri yiyerek ve kendilerini sıkarak hayatta kalıyor.”

‘ÇÖZÜMLER ERDOĞAN’DA’

Cumhuriyet Üniversitesi’nde okuyan 22 yaşındaki Taner Şenlik, “Siyasi tecrübesine güveniyorum” dediği Erdoğan’ı destekliyor. Bu tercihte ailesinin Erdoğan’dan evvelceki senelere dair deneyimleri mühim rol oynuyor.

“Şu anda iktidar partisine oy verenlerin yaş grubu 40 yaş ve üstü. Çünkü o insanlar evvelceki vakitları gördüğü amacıyla şu anda ekonomi rahat diyor. Annem, babam bana anlatır. 80’li, 90’lı senelerde hastaneye gidemezdik, muayene olamazdık, ilaç, hekim bulamazdık diye. Ama bugünümüzde basit bir şekilde bunlara ulaşılabiliyor.”

Taner’e göre Erdoğan’ın en büyük başarısı, sıhhat hizmetlerindeki kalkınma. Geniş kapasiteli ve yüksek standartlı yeni hastanelerin açılmasını ve yaygınlaşmasını büyük bir gelişmişlik göstergesi olarak görüyor: “Ekonomiden evvelce sıhhat mühim.”

Erdoğan’a yöneltilen otoriterlik eleştirileriyle alakalı ise şu şekilde düşünüyor:

“Her insanın eksikliği vardır. Ama Erdoğan söylediğini yapan bir siyasetçi. Basın toplantısında verdiği bir sözün icraata dönüştüğünü görüyorsunuz.”

Taner’e göre, ekonomideki kötüye gidişi ülkenin tamamı hissediyor. Ona göre bu hal Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uyguladığı ekonomi modelinden bağımsız olarak meydana çıkıyor. Pandemiden çıkış ve natural afetler, ekonomik problemleri derinleştiriyor. “Günümüzde olması gereken ekonomi bu değil, buna ben de katılıyorum sonuna kadar. Bir markete gittiğimizde hiçbir şey almasak bile 150-200 TL para bırakıp çıkıyoruz.”

Pek çok genç gibi Taner de “Alanımda iş bulabilecek miyim?” sorusunu sık sık kendisine soruyor. 16 senelik eğitim hayatını hatırlatıyor ve “Gençler, karın tokluğuna alan dışı bir işte çalışmak istemiyor” diyor.

Yaşıtları gibi Türkiye’yi ve dünyayı dolaşmak istese de ekonomik koşullar buna izin vermiyor:

“Türkiye’ye vatan dışından bir Turist geldiği vakit benden çok rahat, çok konforlu bir şekilde gezebiliyor. Bu benim aşırı zoruma gidiyor.”

Taner, “Erdoğan’ın siyasi dehası ve tecrübesiyle ekonomik problemleri çözebilecek tek kişi” olduğunu savunuyor. Millet İttifakı’nın adayı Kılıçdaroğlu’nu bir alternatif olarak görmüyor ve içten olduğuna inanmıyor. “Ona oy vermeye içim el vermez” diyor.