Teklifin dikkat çeken yanı, Halkbank’ın suçu kabul etmemesi şartının anlaşmanın temel maddelerinden biri olarak masada yer alması olarak yansıtıldı. Ancak hem Türkiye hem ABD tarafı resmi bir açıklama yapmazken, teklifin hukuki ve diplomatik kapsamı belirsizliğini koruyor.
Halkbank, ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımları deldiği iddiasıyla dolandırıcılık, kara para aklama ve komplo suçlamalarıyla karşı karşıya.
Savcılara göre banka, sınırlandırılmış fonları 20 milyar dolar düzeyinde gizlice transfer etmiş; petrol gelirlerini altın ve nakit biçiminde dönüştürmüş ve sahte ticaret belgeleri düzenleyerek işlemleri meşrulaştırmaya çalışmış.
Halkbank ise temyiz sürecinde, devlet bankası statüsüyle yabancı yargı yetkilerine tabi olmaması gerektiğini savunuyordu. Ancak ABD Yüksek Mahkemesi, bankanın temyiz talebini reddetti ve ceza davasının devam etmesine izin verdi.
Bu gelişme, Halkbank’ın hisselerinde yaklaşık %10’luk düşüşe neden oldu.
Uzman değerlendirmeleri, dava sonucunda gelebilecek cezanın 10 milyar dolara kadar çıkabileceği yönünde. Ayrıca, Halkbank’ın suçlu bulunması hâlinde Türkiye’nin finans sistemi ve ihracat bazlı ekonomisinde önemli sarsıntılar yaşanabileceği de ifade ediliyor
