Genel Cerrahi Eksperi Dr. Öğr. Üyesi Nihat Polat, tiroit hastalıklarının, tiroit hormonlarının salgılanma düzenindeki arıza ve bezin boyutundaki farklılıklarla meydana çıktığını söyleyerek uyarılarda bulundu. İHA’nın haberine göre; Genel Cerrahi Eksperi Dr. Öğr. Üyesi Nihat Polat, tiroit hastalıklarının, tiroit hormonlarının salgılanma düzenindeki arıza ve bezin boyutundaki farklılıklarla meydana çıktığını söyledi. Nihat Pola şunları belirtti: “Sabahları uyanamıyorsanız, uyku düzeniniz bozulduysa, mühim hadiseleri unutuyorsanız, saçlarınız dökülüyorsa, cildiniz kuruyorsa, ani kilo aldıysanız ya da ani kilo verdiyseniz, her an düşüp bayılacakmış gibi hissediyorsanız, soğukta el ve ayak tırnaklarınız morarıyorsa siz de tiroit hastası olabilirsiniz” Dr. Öğr. Üyesi Polat, tiroit bezinin, bedenimizin enerji düzeylerini denetim ettiğini ve fonksiyonunda rastgele bir sorun olduğunda sağlığımızın olumsuz yönde etkileneceğini aktardı. Polat, “Tiroit gırtlak ve köprücük kemiği arasına yerleşmiş, nefes borusuna dolanmış olarak duran kelebek şeklinde bir salgı bezidir. Bu salgı bezi metabolizmayı ve beden sıcaklığını düzenler, bedendeki enerji kaynaklarının denetimüne yardımcı olur, bedenimizdeki tüm sistemlerle beraber çalışır, beyni daima aktif tutar, bağırsakları hareket durumunda tutar, regl döngüsünün derli toplu olmasını sağlar, tırnak ve saçların sıhhatli olmasını sağlar” sözlerini kullandı. BAŞLICA TİROİT HASTALIKLARI VE BELİRTİLERİ Dr. Öğr. Üyesi Nihat Polat, “Tiroit bezinin yetersiz salgılanması hipotiroidi, normalden çok hormon salgılanması hipertiroidi, bezin iltihaplanmasına da tiroidit adı verilir” diyerek başlıca tiroit hastalıklarını şu şekilde sıraladı: Hipertiroidi: Tiroit bezinin normalden çok hormon salgılamasıdır. Bulguları kalp atışında süratlenme artık çarpıntı, aşırı iştah ve yemek yemeye karşın kilo kaybı, sinirlilik, huzursuzluk, ellerde titreme, terleme, saç dökülmesi gibi şikâyetler ile kendini gösterir. Hipotiroidi: Tiroit bezi salgısının gerekenden az üretilmesi ve salgılanmasıdır. Kişinin hareketlerinde ağırlık, halsizlik, acele yorulma, unutkanlık, bedende su tutulması ve kilo artışı, ciltte kuruluk, ses kısıklığı, kabızlık, adet düzensizliği gibi şikâyetler oluşur.” Tiroidit: Tiroit bezinin detaylı nedenlerle iltihaplanmasına tiroiditi adı verilir. Ateş, üşüme, titreme ve çarpıntı ile başlar. Tiroit bezi büyür, sıcaktır ve hassasiyet vardır. Hasta kafasını arkaya atamaz. Yemek yemede zorluk ve lenf bezlerinde şişlik olabilir. Tiroit bezindeki iltihap abse yapar ve tiroit bezi üzerindeki cilt kırmızı bir renk alabilir." “ERKEN TANI TEDAVİDE BAŞARI İÇİN ÖNEMLİDİR” Teşhis sürecinden de bahseden Dr. Öğr. Üyesi Polat, “Tanı koymada hastanın kanındaki serbest T3, serbest T4 ve TSH hormonlarının ölçümü tiroit bezinin çalışması ile ilgili bilgi verir. T4 ve T3 hormonlarının normal sınırın altında ya da üzerinde olması tiroit bezinin iyi çalışmadığına işarettir. Tiroit bezinin büyüklüğü ve nodül içerip içermediğini kavramak amacıyla tiroit ultrasonu, nodülün sıcak ve soğuk olduğunun anlaşılması amacıyla tiroit sintigrafisi (filmi) kullanılır. Sintigrafi, yalnızca nodülü olan ve TSH’sı düşük olan hastalara uygulanır. Nodüllerin kanser olup olmadığını kavramak amacıyla ise tiroit ince iğne aspirasyon biyopsisi yapılır. Biyopsi neticesine göre ilaç tedavisi mi yoksa cerrahi mi uygulanacağına karar verilir. Yukarıda saydığımız şikâyetleri yaşam sürdüren şahıslar süre kaybetmeden konusu ile ilgili eksper bir doktora başvurmalıdır. Tiroit hastalıklarına erken tanı konması tedavide başarıya ulaşmada büyük rol oynar. Tedavi edilmeyen ya da geç tanı eklenilen tiroit hastalıklarının gelecekte çok daha büyük sıhhat sorunlerine yol açabileceği unutulmamalıdır” ifadelerini kullandı.