Sabah gazetesi yazarı Salih Tuna, CHP'nin Doğu'daki seçmeni nasıl "taklaya getirdiğini" aktardı. Sabah gazetesi yazarı Salih Tuna, CHP'nin Doğu'daki seçmeni nasıl "taklaya getirdiğini" aktardı. Tuna, ilgi çekici yazısında şunları kaydetti: "CHP'nin Sezgin Tanrıkulu'su 1. sıradan aday bulunduğu Diyarbakır'da yayın yapan Amed TV isimli mahalli bir televizyon kanalında sevgili Kılıçdaroğlu'nun "Dostlarımızla iktidar olacağız" ifadesine açıklık getirdi. "Dostlarımız" ifadesiyle Karamollaoğlu, Davutoğlu, Babacan ve Akşener'i falan kastediyor sanıyorduk. Meğer yanılmışız ki ne kadar! Söz hususu televizyon programında Sezgin Tanrıkulu HDP'den bahisle, "Dostunuzuz, dayanışma içerisindeyiz, ne yaparsak birlikte yapacağız. Bundan ardından bakımından, ne yaparsak birlikte yapacağız. Bize güvenin yani..." deyince Amed TV sunucusu uyarırcasına "Halka söylüyorsunuz..." demek mecburiyetinde kaldı. Çok ilginçti... Amed TV sunucusu frene basın ya da denetimli ilerleyin der gibiydi. Fakat Tanrıkulu durmak nedir bilmedi. "Genel diğernımız da söyledi, biz bundan ileri yolumuzu dostlarımızla yürüyeceğiz. Dostlarımızla birlikte iktidar olacağız, dostlarımızla ülkeyi yöneteceğiz..." diye kaptırıp gitti. Sunucu bu sefer de "Dostlarımız dediğiniz, Millet İttifakı oluyor. Millet İttifakı içerisinde HDP olacak mı efendim?" diye araya girdi. Sezgin Tanrıkulu, "İttifak falan filan değil" dedi. "Genel diğernımız Millet İttifakı partilerini kastetmiş olsaydı Millet İttifakı derdi. Kastının bu olmadığını, dostlarımızın neticede çok geniş bir çerçeve ifade ettiğini söylüyoruz. Dostlarımız özenle seçilmiş bir kavramdır..." Peki bu neyin özenidir? Doğu'daki seçmeni taklaya getirmek amacıyla "İttifaklar gelir geçer ama dostluklar bakidir" denmek mi isteniyor, yoksa "dostlarımız" ifadesiyle Batıdaki seçmen perdelenmeye mi çalışılıyor? Maksat nedir? "Müttefiklerimiz" yerine, "dostlarımız" deyince, örneğin Akşener'in seçmeni manipüle mi edilmiş olacak? Bu kadar kolay mi? Ne yani, "HDP ile ittifak içerisinde değiliz, biz yalnızca dostuz" demeye getirince oluyor mu? İyi de açık ve net bir şekilde "Ülkeyi dostlarımızla yöneteceğiz" diyorlar. Hayır yani, ittifak içerisindeki partilerle diğer bir şey mi gerçeklştirmeyi düşünüyorlar? Baksanıza, ülkeyi yöneteceklerine çiçeği burnunda dostları da felaket inanmışlar. Çiçeği burnunda dediğim, HDP'nin milletvekili adayları Hasan Cemal ve Cengiz Çandar. Malumunuz biri 75, öteki 79 yaşında. İkisini çok heyecanlı gördüm. Bu yaşta bu kadar heyecan da bünyeye zarar. "Sürgündekiler dönecek, hapishanedekiler çıkacak" diyorlar. Kimleri kastettikleri her bireyin malumu. "Sürgünde" dedikleri de son zamanlarda son derece coşkulu, tweetleri en az beşe katlamışlar. Kılıçdaroğlu'nun bunlarla "dostluğu" da yeni değil, çok eskilere dayanıyor. Cengiz Çandar'ın teşkilatlanmalarından mesul bulunduğu Yeni Demokrasi Hareketi'nin (Partisi) gönüllüsü ya da destekçileri arasında o zamanlar SS Genel Müdürü olan Kılıçdaroğlu da vardı. Uzun lafın kısası, "İzmir'in dağlarında..." diyerek yola çıktılar, Çandargillerle ülkeyi yönetecek kıvama ulaştılar. Ne diyeyim, sıhhat olsun."