Şimşek’in bütçe gelirlerini yükseltmek amacıyla çalışmalar yaptığını bildiren Eski Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Babuşçu, Varlık Fonu’ndaki birtakım şirketlerin satışının analiz edildiğini kaydetti. Babuşçu şunları söyledi: Türk Hava Yolları’nın (THY) bir kısmı, BOTAŞ, Türk Telekom gibi Varlık Fonu’nda tespit edilen şirketlerin bir kısmının satışı söz hususu olabilir. Fakat ABD, Avruğa Birliği ve Japon sermayesinin bu güvensizlik içerisinde bu şirketlere talip olması zor görünüyor. Bu da satışların Ortadoğu ülkelerine yapılacağını gösteriyor. Güven çok basit kaybediliyor ve uzun vakitde zor kazanılıyor. Ekonomi uzun vakit bu şekilde yönetim edilmezdi. Bu amaçla turist sermayeyle iyi ilişkileri olan iki isim getirildi: Hafize Gaye Erkan ve Mehmet Şimşek. Bu insanların şahsi ilişkilerini kullanarak turist sermaye getirilmesi planlanıyor. Fakat şahsi ilişkilerle 50-60 milyar doları birkaç yılda getirebilir. Fakat söylendiği gibi 6 ay amacıylade 100 milyar dolar gelmesi olası değil. 100 milyar dolar iddiasının temelsiz olduğunu dile getiren ekonomi yazarı Uğur Gürses ise “Nereye, ne zaman, hangi alana gelecek. Birisinin somut bir şey söylemesi lazım. Türkiye bu yoldan daha evvelce geçti. 2000’li senesinin ortalarında Türkiye’nin AB ile müzakere tarihi aldığı sırada başladı. 2006’dan sonra rekor kırıldı ve 85-90 milyar dolar ülkeye girdi. Bu para girişinin sebebi Türkiye’nin Avrupa Birliği standartları amacıylade hukuk amacıylade girmesiydi” ifadelerini kullandı. ‘GEÇİCİ YOLLAR ÇARE OLAMIYOR’ Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Süleyman Sönmez ise ekonomik ve mali devamlılıkın en büyük düşmanının belirsizlik olduğunu ifade etti. Üretim amacıyla direkt olarak sermaye ile yatırımın lüzumlu olduğuna değinen Sönmez, şu ifadeleri kullandı: Yatırım mali devamlılık ve öngörülebilirlik arıyor. Ekonominin değişmez kuralı dışında geçici yollar arandığında, maalesef orta ve uzun vadede kalıcı bir devamlılıktan da vazgeçmiş oluyoruz. Artık ekonomimizi sağlam kılmak amacıyla güvenilir patikalara gereksinimiz var. İkinci yüzyılın kalkınma reçetesi can suyu değil kaynağın sıksık canlı kalmasını sağlayacak sürdürülebilir. Liyakatle yönetilen kurumlarımızın, bağımsızlığı, şeffaflığı ve hesap sunar yaklaşımı, üretim ve yatırım atmosferinin bağışıklığını güçlendirecektir. BAKANLIKTAN YALANLAMA Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan bugün bir gazetede yer alan birtakım kamu kurumlarının satışı amacıyla çalışma yapıldığı haberine dair bildirimde bulunuldu. Söz hususu haberin gerçeği yansıtmadığına, tamamıyla gazetenin kendi yorumlarına dayalı ve şuurlu bir yalan haber olduğuna işaret edilen bildirimde, "Bu haberler, yalnızca güzide kurumlarımızı satış manipülasyonu ile yıpratma gayretidir." değerlendirmesinde bulunuldu.kaynak:yeniçaggazetesi.com